Tarım bakanımız bakanımız Dr. Bekir Pakdemirli DSİ ile ortak yürüttüğümüz projede uzaktan sulama başlattı.
1’inci Su Şurası Sonuç Bildirgesi Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki kapanış programıyla açıklandı. Programda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ülkemizdeki tüm havzalarda taşkın ve kuraklık yönetim planları 2023 yılına kadar tamamlanacaktır ”dedi. Tasarruf çağrısında bulunan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ise “ Su ile ilgili her konuda hazırız ve sahadayız” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Vahdettin Köşkü’nden 1. Su Şurası’na canlı bağlantıyla katıldı. Şurada 11 ayrı çalışma grubunda su ile ilgili tüm konuların çalışılıp kısa, orta ve uzun vadeli stratejilerin ilgili tüm kesimlerin görüşleri alınarak belirlendiğini belirten Erdoğan, çiftçilerden sivil toplum kuruluşlarına, akademisyenlerden su kullanıcılarına kadar tüm tarafların sürece dahil olmasının sağlandığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın paylaştığı, 7 ay süren yoğun çalışma sonunda belirlenen 28 maddelik Su Şurası Sonuç Bildirgesi şöyle:
“Su Verimliliği Strateji Belgesi ve Havza Bazlı Su Verimliliği Eylem Planları hazırlanacaktır. .Belediyelerce içme suyu sistemlerinde yüzde 35 seviyesinde olan su kaybı oranı yüzde 25 seviyesinin altına indirilecektir. Sürdürülebilir su hizmetleri sağlanabilmesi amacıyla 2023 yılından itibaren tam maliyet esaslı su ve atık su fiyatlandırması ile ilgili çalışmalara başlanacaktır.
Suyun tasarruflu kullanımını hedefleyen kademeli tarifeler ile düşük gelirli hane gruplarını gözeten sosyal ve adil su tarifeleri uygulanacaktır. Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında atık suların uygun kaliteye getirilerek tarımsal sulama başta olmak üzere yeniden kullanımı sağlanacaktır. Su yönetiminde havza bazlı ve bütüncül yapılanmanın güçlendirilmesi maksadıyla 2023 yılına kadar gerekli mevzuat düzenlemeleri yapılacaktır. Mevcut su kaynaklarımızın korunması, iyileştirilmesi ve sürdürülebilir idaresinin temini için 25 havzayla ilgili yönetim planları tamamlanarak uygulamaya konulacaktır. Böylece su ile ilgili bütün faaliyetlerde havza yönetim planlarına uyulması temin edilecektir. Su yönetimindeki hukuki boşlukları ortadan kaldıracak AB mevzuatıyla uyumlu bir su kanunu hazırlanarak yürürlüğe konulacaktır. Suyun sürdürülebilir, etkin, verimli ve bütüncül kullanımı ile su kaynaklarının korunmasının izlenmesine ilişkin strateji ve politikalar, bütün ulusal planlarda yer alacaktır. İçme suyu arıtma tesisleri, suyun karakteristik özellikleri ve bölgeye uygunluğu dikkate alınarak projelendirilecek ve işletilecektir. Kaynaktan musluğa su güvenliği planlarının hazırlanması ve uygulanması özellikle de uygulamaya geçilmesi sağlanacaktır. Atık su arıtma tesisleri, geri kazanım potansiyeli ve deşarj edildiği alıcı ortamın kullanım maksatları dikkate alınarak nehir havzası yönetim planları uyumlu bir şekilde projelendirilecektir. Su kaynaklarımızın kalitesini korumak için alıcı ortam bazlı deşarj sistemlerine geçilecektir. Yeraltı ve yerüstü su kaynaklarımızın kalite ve miktar olarak korunması, izlenmesi, değerlendirilmesi için mükerrerlikleri önleyecek şekilde kurumlar arası koordinasyon etkin hale getirilecektir. Ulusal su bilgi sistemi yaygınlaştırılarak verilerin elde edilmesinde ve paylaşılmasında standardizasyon sağlanacaktır. Paris Anlaşması’nın TBMM’de onaylanmasıyla önem kazanan iklim değişikliğine uyum faaliyetlerine iklim değişikliğinin su kaynaklarına etkileri analiz edilerek hız verilecektir. Taşkın ve kuraklık yönetiminde kriz yönetiminden risk yönetimine geçiş sağlanarak ülkemizdeki tüm havzalarda taşkın ve kuraklık yönetim planları 2023 yılına kadar tamamlanacaktır.
Taşkın ve kuraklıkla ilgili tahmin ve erken uyarı sistemleri kurularak afetler öncesinde gerekli önlemler alınacaktır. Önümüzdeki yıldan itibaren yapılacak tüm çalışmalarda iklim değişikliklerinin etkileri öncelikli olarak değerlendirilecektir. Ekonomik olarak sulanabilir arazilerde modern sulama yöntemleri yaygınlaştırılacaktır. Sulama projelerinde özel sektörü de içine alan yeni finansman modelleri geliştirilecektir. Havza su potansiyeline göre ürün deseni belirlenerek, suya göre tarım yaklaşımı esas alınacaktır. Sulama tesislerinin dijital teknolojilerde uzaktan kontrol ve otomasyon sağlanmak suretiyle tasarruflu su kullanımı hedeflerine ulaşılacaktır. Sulamada enerji giderlerinin azaltılmasına yönelik tedbirler artırılacaktır. Ülkemizin özellikle aktif deprem kuşağında olması sebebiyle barajların emniyetli bir şekilde işletilmesi için gerekli yasal mevzuat geliştirilecektir. Ülkemizin su depolama kapasitesini artırmak için uygun olan yerlerde baraj yapımına devam edilirken, mevcut barajların ekonomik ömürlerinin uzatılması için de gerekli önlemler alınacaktır. Yeraltı barajları ve yeraltı suyu suni besleme yapılarının planlanmasına ve inşasına hız verilecektir. Toplumun her kesiminin su, meteoroloji ve iklim değişikliği okuryazarlığının geliştirilmesi için eğitim ve bilinçlendirme faaliyetleri gerçekleştirilecektir. İklim değişikliğine bağlı olarak yaşanan afetlere karşı önceden tedbir alınabilmesi için şehir planlamalarında ve zirai faaliyetlerde meteorolojik verinin kullanımı artırılacaktır. Yukarı havzalardaki yenileme amaçlı uygulamalarda mahalli bilgi ve tecrübe dikkate alınarak tabiat temelli çözümlere öncelik verilecektir. Su yönetimine ilişkin Ar-Ge çalışmalarının desteklenmesi ve geliştirilmesi sağlanacaktır.
Bildirgenin hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, “Burada bulunan her bir maddenin altında bulunan hedefler, eylemler ve faaliyetler sıkı şekilde takip edilecektir.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şura çalışmalarını yürüten Tarım ve Orman Bakanlığı ile katkı sağlayan tüm kurumlara, sivil toplum kuruluşlarına ve özel sektöre teşekkür etti.
Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki 1. Su Şurası Kapanış Merasiminde konuşan Pakdemirli, su kaynaklarını koruyup doğru yöneten toplumların medeniyetlerini pekiştirdiğini, tarımsal üretimlerini ve güçlerini artırdığını söyledi.
Bu anlamda yok olan sulak alanlara, değişen iklim şartlarına ve artan doğal afetlere dikkati çeken Pakdemirli, gelecek 30 yılda, iklim değişikliğinin etkisiyle tarımsal verimlilikte yüzde 25’lere varan düşüş beklendiğini vurguladı.
Pakdemirli, Türkiye’nin kişi başına düşen su miktarıyla su stresi çeken bir ülke olduğuna işaret ederek, “Gelecek 20 yılda, kişi başına düşen su miktarımızda yüzde 17 azalış bekleniyor. Suyumuzun dörtte üçü tarımda kullanılıyor. 2050 yılındaki nüfusumuzu doyurmak için bugünküne göre yüzde 60 daha fazla gıda üretimine, bu üretim için de yüzde 15 daha fazla suya ihtiyacımız olacak. Kaynak verimliliğini en başa alarak suyumuza doğru yön vermeli, üretimi suya göre planlamalı ve tasarrufu öncelik yapmalıyız.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın destekleriyle Türkiye’nin tarım, enerji ve medeniyette çağ atladığına dikkati çeken Pakdemirli, bu yıl su yatırım bütçesini rekor artışla 15,3 milyar liraya çıkardıklarını aktardı. Pakdemirli, verdikleri desteklerle bugüne kadar toplam 11 milyon dekar alanda damla ve yağmurlama sulama sistemlerinin kurulumunu sağladıklarını ve hibe desteğini bu yıl iki kat artışla 300 milyon liraya yükselttiklerini belirtti.
“Suyun gücünü milletle buluşturmaya devam edeceğiz“
Cumhuriyet tarihinin ilk Su Şurası’nda, tüm paydaşlarıyla birlikte suyu A’dan Z’ye masaya yatırdıklarını vurgulayan Pakdemirli, şöyle devam etti:
“11 farklı çalışma grubunda 1631 katılımcı, 7 ay boyunca toplam 1,5 milyon saat emek verdi. Oluşturduğumuz susurasi.gov.tr web sayfasından vatandaşlarımızın görüşlerini aldık. Su Şurası Sonuç Bildirgesi, medeniyetin, tarımın, gıdanın, temiz enerjinin belgesi olacaktır. Bu belgedeki ana hedefler, bu milletin su gibi aziz insanlarına umut, bu kadim topraklara bereket sunacaktır. Bu programın hemen ardından, vakit kaybetmeksizin 2019 yılında düzenlediğimiz 3. Tarım Orman Şurası’nın akabinde olduğu gibi bu şurada da eylem planımızı en yakın zamanda oluşturup, takibini titizlikle yapacağız. Suyumuzu korumak, verimli kullanmak ve çocuklarımıza aldığımız emaneti içimiz rahat şekilde teslim etmek adına, belirlediğimiz projeleri tek tek hayata geçireceğiz. Su Şurası’nda, Türkiye’nin sadece 21. yüzyıldaki su ihtiyacını değil aynı zamanda 22. yüzyıldaki ihtiyacı çerçevesinde planlarını ve alacakları tedbirleri daha somut hale getirdik.”
Havza bazında su yönetiminden verimliliğe, suya göre tarımdan taşkın ve kuraklık planlarına, iklim değişikliğinden kullanılmış suların yeniden üretime kazandırılmasına kadar suyla ilgili her konuda hazır olduklarını belirten Pakdemirli, “Tabii sadece bizim hazır olmamız yetmiyor. 84 milyon vatandaşımızın da bu yolda bizimle yürümesi, suyuna sahip çıkması, koruması ve tasarruflu kullanması gerekiyor. Bakanlık olarak üzerimizdeki sorumluluğun bilincindeyiz. Dün olduğu gibi bugün de yarın da suyumuzu 84 milyona en iyi ve en verimli şekilde sunmaya, suyun gücünü milletle buluşturmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.